Tarihten Günümüze Eşek Sütü ve kullanımı

Tarihten Günümüze Eşek Sütü ve kullanımı

Eşek sütünün faydaları ve kullanımı ülkemizde son birkaç yıl içerisinde fark edilmiş olsa da tarihi, antik dönemlere kadar uzanmaktadır. MÖ 460-370 yılları arasında yaşamış, tıbbın babası olarak tanınan Hipokrates, eşek sütü ile ilgili bilinen ilk makalenin sahibidir. Bu makalesinde eşek sütünün faydalarından ve kullanım alanlarından bahsedilmektedir. MS 23-79 yılları arasında yaşamış olan, filozof ve bilim adamı Pliny the Elder, “Naturalis Historia” adlı meşhur eserinde eşek sütünün faydalarına geniş yer ayırmıştır. İbn-i Sina, “El Kânûn Fî’t-Tıbb” adlı eserinde, eşek sütünden tedavi amaçlı faydalanılması gereken bir besin olarak bahsetmiştir. Günümüze ulaşan papirüslerde, Kleopatra’nın teninin güzelliğini ve gençliğini korumak için eşek sütü ile banyo yaptığı, Kleopatra’nın günlük banyo ihtiyacı için 700 den fazla eşeğe ihtiyaç duyulduğu yazılıdır. Eşek sütü 20. Yüzyıla kadar Fransa hastanelerinde de tıbbi olarak kullanılmıştır.

Günümüzde de, kullanımı hızla yaygınlaşan bu mükemmel şifa ve güzellik kaynağına kayıtsız kalamayan bilim dünyası, sağlık örgütleri ve üniversiteler bünyesinde araştırma çalışmalarını sürdürmektedir.

Avrupa ve Amerika kıtasında yürütülen bilimsel çalışmalarda; eşek sütünün bağışıklık sistemini güçlendirmesi, kemik yapısını güçlendirmesi, anti bakteriyel, anti mikrobiyel ve anti enflamatuar etkileri, anne sütünden mahrum bebeklerin sağlıklı gelişimi konularında olumlu etkiler üzerine bilimsel makaleler yayınlanmıştır.

İtalya’nın Bari ve Bologna Üniversiteleri’nde eşek sütünün cildi yenileyici özelliği kanıtlanmıştır. İtalya’da akne ve sivilce tedavisi ilaçlarında kullanılmak üzere süt üreten eşek çiftlikleri bulunmaktadır.

Amerika’daki “National Library of Medicine” tarafından yapılan araştırmalarda; eşek sütünün kan damarlarını genişletme kabiliyeti sayesinde damar sertliğini önlemeye yardımcı olduğu sonucuna varılmıştır.

İnek sütü, keçi sütü, soya sütü ve benzerlerine alerjisi olan bünyelerin eşek sütünü tolere edebildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Ülkemizde, Uludağ Üniversitesi tarafından yürütülen, eşek sütünün kanserli hücre üzerindeki etkisini inceleyen çalışmalarda ilk veriler umut verici olmuştur. Henüz tamamlanmayan çalışmalarda, uygun miktarlarda alınan eşek sütünün sağlam hücrelere zarar vermediği, kanserli hücrelerin %50 sini yok ettiği saptanmıştır fakat bilim insanları bunun henüz tamamlanmamış bir çalışma olduğunu, kanser hastaları ve yakınlarının, kanseri bu süt sayesinde tamamen yenebileceği algısına kapılmaması gerektiğini de eklemişlerdir.

Ayrıca yine ülkemizde, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde ÖNER’in eşek sütü ile ilgili yaptığı çalışma ve yayınladığı makalelerde eşek sütünün anne sütü ile benzerliği, bağışıklık sistemini güçlendirmesi, osteoporoz, astım, bronşit ve kolesterolle mücadeledeki önemli katkıları ortaya konmuştur.